28 Eylül 2007 Cuma

bang bang!!!


"He shoot me down bang bang..

I hit the ground bang bang..

That awful sound.. bang bang..

My baby shot me down... "


Doların içler acısı halinden bahsedecektimki Nancy Sinatra'nın o dümdüz vokaliyle söylediği, hatta ve hatta çoğumuzun Tarantino'nun Kill Bill'inde tanıştığı bu şarkı geldi aklıma..

Garibim dolara bir sağdan vuruyorlar bir soldan.. Euro/dolar paritesi dün 1,4174 ile tüm zamnaların en yüksek seviyesini gördü..

Tek sebebi FED'in 18 Eylül'de beklenenden fazla gelen şu malum yarım puanlık faiz indirimi mi dersiniz? Hiç sanmıyorum...

Bununla ilgili referans'ta bir yazı yazdım, aslında birkaç gün oldu..

ancak şimdi bahsetmeye fırsat oldu..


Araplar desem?? Hedge fonlar desem?? Ortadoğu ülkelerinin dolar çıpasından çıkacağı, petrolün eurodan satılacağı, aman allahım ABD ekonomisinin ne olacağı falan yıllardır dönüp dolaşan bir muhabbettir. "Ya Körfezn dolar çıpasındna çıkarsa?".. Hatta ve hatta Irak savaşının asıl sebebinin de Irak'ın petrolünü dolardan satmasını engellemek olduğu da söylenir durur..

Ancak bu kez elimizde somut bir gelişme var..

Suudi Arabistan Merkez Bankası, 21 yıl sonra ilk kez FED'in aldığı bir faiz kararını takip etmedi ve faiz indirmeyi reddetti..

Bu da Suudi Arabistan dolar çıpasından çıkacaaaaaaaaaakkk diye çığırtmalara neden oldu..

Şimdilik Suudi yetkililer öyle bir şey olmadıoğını söylüyor.

Ama kamuoyunun, analistlerin ve tabiki biz gazetecilerin ağzı torba değil ki büzesin :)

Ha bir de hedge meselemiz var ki, o da ayrı bir konu...


Ben en iyisi şu haberi yapışşştırayım buraya :


Araplar ve hedge fonlar dolardan kaçışı hızlandırıyor
Emlakta batık krediler yüzünden patlayan balonun ardından gelen faiz indirimi ile kan kaybetmeye başlayan dolar, Körfez ülkelerinden Çin'e ellerinde yabancı para rezervi olarak yüklü ölçekte dolar bulunduran ülkelerin ellerinden ne kadar dolar çıkaracakları tartışmalarını başlattı. Temmuz ayında elidneki 48 milyar dolarlık 10 yıllık ABD Hazine Tahvili'ni satan Çin'in ardından şimdi gözler dünyanın en büyük dolar rezervcisi olan Körfez ülkelerinde. Son olarak para birimi 21 yıldır ABD Doları'na bağlı olan Suudi Arabistan'ın enflasyon endişesi ile ilk kez FED'in adımını takip etmeyip faiz indirmemesi bölgede bu kez dolardan hızlı bir kaçış yaşanabileceği endişesini artırdı. Dün Suudi Arabistan'ın para birimi riyali revalüe edeceği yönünde gelen haberler ve piyasalardaki çöküşleri en fazla körüklleyen hedge fonların da yüklü ölçüde riyal alımına gittiği haberleri ise dolara bağlı para birimlerinin euro karşısındaki kan kaybı sonrası dolar çıpasından çıkabileceği beklentisini artıdı. Şu anda Çin'in elinde 1,2 trilyon dolarık devasa bir dolar rezervi var. Bunun 300 milyar doları ABD Hazine Tahvilleri'nden oluşuyor. Ortadoğu'nun elindeki dolar miktarının büyüklüğü ise 1,6 tirlyon doları buluyor. Suudi Arabistan ise elindeki 800 milyar dolar ile Körfez ülkeleri arasında en fazla dolar rezervi olan, dolardan uzaklaşması halinde ise ABD ekonomisine en fazla zarar verecek olan ülke. Doların değerindeki düşüşün ise dolardan kaçışı, dolayısıyla euroya geçişi hızlandıracağı da tahminler arasında.
Hedge fonlar 10 milyar dolarlık riyal aldı
Doların euro karşısında tarihi düşüşlerini yaşamasının Körfez ülkelerinde dolar çıpasından çıkma rüzgarı yaratacağı küresel piyasaların yeni endişe konusu oldu. Mayıs ayında doların değerindeki düşüşle enflasyon sorunu ile karşı karşı kalacağından korkarak para birimini dolar çıpasından çıkaran Kuveyt'i 4 yeni Arap ülkesinin daha takip edeceğinden korkuluyor. Para birimi dolara bağlı olan Körfez ülkeleri arasında faiz indirimine gitmeyen diğer ülkeler ise Bahreyn, Umman ve Katar. FED'i takip edenler arasında dolar çıpasından çıkmış olmasına rağmen repo faizini yarım puan indiren Kuveyt ile gösterge faiz oranlarını yüzde 0,15 oranında düşüren Birleşik Arap Emirlikleri var. Kral Abdullah'ın ekonomi danışmanlarından İhsan Bu-Hulaiga'nın yaptığı açıklamaya göre ise Suudi Arabistan'ın yakın zamanda dolar çıpasından çıkmak gibi bir acelesi yok. Ancak geçen hafta içinde 10 milyar doların üzerinde riyal alımı yapıldığını belirten Financial Times gazetesi, Kuveyt'in dolar çıpasından çıkmasından önceki 3 ay içinde de hemen hemen aynın miktarlarda dolar satışı gerçekleştiğine dikkat çekiyor. Bu kez riyale olan ilgide ise piyasalardaki panik satışlarını körükleyen hedge fonların ismi geçiyor. Hedge fonların döviz piyasasından riyal alımına yüklenmesi ise, Suudi Arabistan'ın para birimini dolar çıpasından çıkarmaya hazırlandığı yorumlarını destekliyor.
Dolardaki düşüş Körfez ülkelerindeki zaten yeterince yüksek olan enflasyon oranlarının daha da artması riskini de beraberinde taşıyor. Petrol ihracatçısı Ortadoğu ekonomilerindeki ortalama enflasyon oranı ise 1998'den 2002 yılına kadar yüzde 0,1'den yüzde 6,5'e kadar yükselmiş durumda. Doların değerindeki düşüş ellerinde yüklü oranda dolar rezervi bulunduran Körfez ekonomileri için bir anlamda enflasyon ithal etmek demek. Uzmanlar otoritelerin para birimlerini revalüe etmedikleri müddetçe bu bölgelerdeki enflasyon oranlarında bir iyileşme görülmeyeceğini savunuyor. Suudi Arabistan yüzde 4 ile son 7 yılın en yüksek seviyesinde seyreden enflasyon oranını kontrol altına alabilmek için bir süredir faizlerini değiştirmiyordu. FED'in faiz indirimi sonrası indirime gitmemesini ise yine enflasyon hedefi doğrultusunda açıklamıştı.





19 Eylül 2007 Çarşamba

amaaan resesyon, canııım resesyon!




http://online.wsj.com/public/resources/documents/info-launch.html?project=discountrate0807&w=980&h=490





Büyük lokma ye, büyük laf konuşma demişler.. Dün gece FED, faiz oranlarını 2003'ün ortasından bu yana ilk kez indirdi. Hem de yarım puan! Hem de enflasyonu göstere göstere faiz indirmeyeceğine dair iddialı bir duruş sergilemesine rağmen. Kaç aydır FED hakkında yazı yazarken "Bütün baskılara rağmen faiz indirimine yaklaşmayan, boyun eğmeyen" tanımlamalarını kullandıktan sonra FED'in faiz indirimine gitmesi, üstüne üstlük çeyrek puanı bırakın 0,50'lik bir indirimle gösterge faiizni 4,75'e çekmesi, bir de iskonto faizini bir kez daha indirmesi benim için ne ifade ediyor biliyor musunuz? FED ağlaya ağlaya resesyon gerçeğini kabul ettiiiiiiii!!!




FED için artık enflasyon kadar ekonomik büyüme, daha doğrusu "büyüyememe" de önemli. 7 Ağustos'dajki toplantısında öncelikli riskin enflasyon olduğunu söyledikten sonra böylesi bir hamle gelmesi ise çok daha anlamlı malumunuz vechi ilee.... (böyle mi yazılıyor tam emin değilim bu arada..:) )
Bugün marketwatch'a bakıyorum ohhh asya coşmuş da coşmuş... Dün akşam ise Latin Amerika borsaları yüzde 4'lere yakın çıkışlar göstermiş. Bugün IMKB için aynı şey geçerli olabilir. IMKB uzmanı arkadaşlar bugün biizm de en az bir yüzde 4 kadar çıkış yaşayabileceğimizi tahmin ediyor.
Bu arada bir süre yazmayı atladım. Arada bir Northern Rock hikayesi var ki İngiltere mortgage piyasasında, anlatmaya doyamiciim.. Üzerinden geçti ama birşeyler yazmak istiyorum o konuda da..

7 Eylül 2007 Cuma

Çin'in 1 trilyon dolarlık silahı gümmmmm!


Geçen hafta içinde Referans'ta bir haber üzerine çalışıyordum. Malum iki aydır piyasalar, abd verileri, mortgage sektörü vs.. ile yatıp kalkıyoruz. Yine bu tür haberlerin arasında boğulmuşken ve "bakalım bugün abd'den hangi kötü haber gelecek" diye beklerken bir baktım ki Çin elindeki abd tahvillerini satmaya başlamış!!!
Şimdi bu ne demek... Gazetede haberi "Çin abd tahvilleirini elden çıkarıyor, abd'de resesyon beklenenden önce gelebilir" şeklinde verdik.
Çin'in elindeki toplam döviz rezervi.ne bakarsak bu şu anda 1 trilyon doları aşmıl durumda. Nedeni tabiki hiç şaşırtıcı değil, şimdi orada burada zarralı diye fırtınalar estirilen ucuz ürünlerinin ihjracatından kazandığı dolarlar eurolar vs. daha neler neler..
Bu rezervin 300 milyar dolarlık kısmını ise ABD Hazinesine ait tahviller oluşturuyor. Ideaglobal'den bir ekonıomist amcamızın belirttiğine göre de piyaslaardaki türbülans başladığındna bu yana Çin 48 milyar dolarlık abd tahvilini elden çıkardı. Üstelik bunun 32 milyar dolarlık kısmını da sadece son 2 hafta içinde gerçekleştirdi.

Çin komünist yumurtasını kırmaya başladı başlayalı, köleden farksız karın tokluğuna çalışan ucuz işçileri sayesinde bir ihracat imparatorluğu kurdu mu, kurdu.. Her ne kadra şimdi diş macunundna oyuncağa hatta giydiğimiz pijamaya kadar her Çin malının zehirli, olduğu iddia ediliyor olsa da..

ps: Bu arada Mattel Türkiye'de çalışan bir arkadaşım geri çektikleri Çin malı ürünleri için kendilerine geri dönen bazı tüketicilerin "Barbie'ye dokunsam elim erir mi?" gibi absürt sorular bile yönelttiğini söylediğinde içtiğim çay bir anda haram olmuştu..belirteyim istedim!!

ps2: Yaw bunu söylemeden de edemiycem!! Allaşkına bunca yıldır Çin'de yatırım üretim yaparsın, Mc Donalds çocuk menülerindeki oyuncakları bile Çinli çocukların üretmesine göz yumarsın da şimdi mi aklına dank eder Çin ürünlerini geri toplatmak, yasaklamak? 10 yılın üzeirnde orada üretim yapan abd firmaları var. Bana bu tavır çok da samimi gelmiyor bu yüzden. Baktılar inatçı Pekin para biirmi yuanı revalüe etmeye niyetli değil, haydi salla köküne köküne.... ABD hükümetinin iş çevrrsi ile yürttüğü ortak bir politka mıdır nedir anlayamadım gitti...


Ancak Çin'in elindeki abd tahvşlleirnin ciddi oranda azaltması gidip gelir yine kendisini vurur. Ne olur abd resesyoına girer, ama bu ülke ile arasında 202 milyar dolalrlık devasa bir dış ticaret açığı sağlamış olan Çİn'in ihracatıb da kopma noktasına gelir, ihracattan başka bir şeye odaklanmayan Çin ekonomiis de ihracattaki yavaşlamadan büyük zara görür..

Bu yüzden Çin'in elindeki abd tahvilleirnin büyük bir kısmını elinden çıkartacağını düşünmüyorum.
Bugün Referans'daki Çin haberi ile ilgili olarak Sayın Kerem Alkin aradı bizim servisi. Ona göre Çin'in elinden abd tahvili çıkarması tamamen tahvillerin faizlerine bakılarak yapılmış bir kar realizasyonundan ibaret. Telefonda hemen hızlı hızlı anlattı..

Çin kar realizasyonu amacıyla abd tahvillerini satmaya başlamış olsun olmasın bana göre bu bir şekilde abd'yi rahatsız ediyor. Kar amaçlı da olsa yapılan satışlar son dönemde artık makus kaderime boyun eğiyorum, gelen vurdu giden vurdu triplerinde olan abd ekonomisinin resesyon korkusunu iyice kamçılıyor..

28 Ağustos 2007 Salı

Mortgage terörden tehlikeli

E tabi, piyasalarda satışların başladığı sadece ilk iki hafta içinde bile bazı ülkelerin borsaları yüzde 12'lere kadar sert kayıplar gördü. Asya borsaları yüzde 7 civarında değer kaybetti. Bizim gibi gelişen piyasaların son yıllardaki en büyük çıkış kaynağı olan carry trade desen kurudu gitti. Abartmayayım, sadece çözülmeye başladı diyelim.. Şu subprime kredileri ile patlak veren mortgage krizi süresince piyasalara sürülen para ise tam tamına 400 milyar dolara yaklaştı!!! Dile kolay!!!... Avrupa merkez bankasının müdahaledeki payı oldukça büyüktü, neredeyse 100 milyar dolar sürdü piyasaya.. Malum Avrupa'da faaliyet gösteren bir çok yatırım fonu, hedge fon, bankalar, emeklilik fonları vs.. ABD'lilerin şu ödeyemedikleri mortgage kredilerine dayalı tahvillere yatırım yapmışlar, ödeme sorunu son 10 yılın zirvesine çıkınca da yatırım yaptıklarıyla kalmışlardı.. Bir çok Avrupalı fon ve banka da ciddi kayıplar yaşıyor.
İşte AMB'nin bu dönemde yaptığı müdahale 11 Eylül'de yaptığı müdahaleden bile fazlaydı!!! Yani şu güya El Kaide tarafından ikiz kulelere yapılan saldırı sonrası yaşanan piyasa çöküşleri bile mortgage yüzünden yaşadığımız çöküşler kadar sert olmadı. Zaten AMB de o dönem piyasaya 69 milyar euro enjekte etmişti.. 100 milyar dolar nerde, 70 milyar dolar derde..Hiç fena değil..


Bu yüzden de şimdi aşağıdaki haberi kopyalıyorum size:



ABD'li yatırımcılar, yüksek riskli mortgage kredilerindeki batık krizinin terörizmden daha büyük bir tehdit olarak görüyor. National Association for Business Economics (NABE) isimli kuruluşun yaptığı ankette, ülke ekonomisine yönelik en büyük kısa vadeli tehdidin artık terörizm ve Ortadoğu değil yüksek riskli mortgage piyasasında ödenmeyen borçlar ve büyük borçluluk oranının birleşmesiyle ortaya çıkan tehdit olduğu belirtildi. Reuters haber ajansının bildirdiğine göre kuruluşun bu sonuca 24 Temmuz-14 Ağustos tarihlerinde 258 NABE üyesi arasında yapılan anket doğrultusunda ulaştığı bildirildi. Ankete katılanların sadece yüzde 20'si terörizmi en büyük kaygı kaynağı olarak gördüğünü söyledi. Bu oran martta yüzde 35'ti. NABE, katılımcıların yüzde 18'inin riskli mortgage piyasasındaki kötü durumun en büyük kaygısı olduğunu, bunun yanı sıra yüzde 14'ünün ise "yüksek miktardaki hane halkı ve/veya şirket borçları"nın en büyük kaygı nedeni olduğunu kaydetti. (REFERANS)

26 Ağustos 2007 Pazar

İktisat öğrencilerinin diline düştüyse vay haline..


ps: Ya bu adama çok mu yükleniyorlar? Tamam biliyoruz Greenspan çok ciddi 2 kriz döneminde başkandı ve "maestro"luğuna yakışacak biçimde piyaslaarın kalbini okşadı, faiz indirdi falan filan.. Ama şimdi hem dünya ekonomisi hem ABD ekonomisi bundan 7-8 yıl önceki gibi değil.. Bernanke'nin işi çok daha zor. Saniye başı selefi Greenspan'le kıyaslanıp durduğuna mı yansın, tiye alındığı videolara mı, Youtube'lara kadar düştüğüne mi? :) Bir de şimdi ortada hedge fon dediğimiz sapık yatırımcılar var, ne bileyim girişim sermayeleri desen öyle gırtlaklarına kadar borç içindeler, emeklilik fonları bile ABD'nin mortgage kredilerine dayalı tahvillerine yatırım yapıyorlar sa daha ne diyeyim???? Greenspan döneminde bu kadar örümcek ağına dönmemişti işler.. Bernanke bence oturup durumuna ağlasın...

Aşağıda Referans'da şu komik video ile ilgili yaptığımız haber var.. Bence mutlaka izleyin videouyu!!! Kopmamak elde değil açıkçası.. :) :


ABD'de batık mortgage kredilerinin artmasıyla kredilerde yaşanan daralma ve piyasalardaki sert düşüşlere rağmen faiz indirimine gitmeyerek eleştiri oklarının hedefi olan ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke'ye bir tepki de Columbia Business School'un İktisat Fakültesi öğrencilerinden geldi. Öğrenciler Bernanke'nin kriz sürecinde hedef faizi olan yüzde 5,25'ten şaşmamak adına piyasalardaki çalkantıyı göz ardı etmesini eleştiren bir video klip çekip Youtube'da yayımladı. Bernanke'nin politikalarını beğenmeyen ekonomi profesörleri ve Dekan Glen Hubbard'nın taklit edildiği videoda bir zamanların ünlü grubu The Police'in "Every breath you take" isimli şarkısı, Bernanke ve faiz politikası ti'ye alarak yeniden yorumlandı. Bernanke'yi hicveden bir video klip çekme fikri ise 2006 yılında kendisine FED Başkanlığı'nın teklif edilmemesinden yakınan Hubbard'ın derslerde bu konu hakkında yaptığı yorumlardan doğmuş.
Hubbard'ın da öğrencilerin hazırladığı klipte koro üyesi olarak yer aldığı şarkının sözleri ise şöyle: "Aldığın her nefeste, değiştirdiğin her faizde, stagflasyona sürüklenirken yaratmadığın istihdamda seni izliyor olacağız. Her gün Bernanke benim paramı alır, büyüme kaçıp giderken enflasyon kalır. Ah göremiyor musun? FED'de benim olmam gerekir, zavallı kalbim nasıl ağrıyor yaptığın her hatada. İlk önce dudaklarını hareket ettirirsin, sonra birkaç kere daha faiz artırırsın. Talep düştüğü zaman, faiz eğrisi tersine döndüğü zaman seni izliyor olacağız. Sen geldiğinden beri arz iz bırakmadan ortadan kayboldu. Geceleri suratına yumruk attığımı hayal ediyorum. Faiz politikalarını sahiplenemiyorum ve çok yanıldığımı hissediyorum, Greenspan'i çok arıyorum. Ağlıyorum, Ben'ciğim Ben'ciğim lütfen! Umarım ekonomi modellerin çöker, eminim sakalın bile sahtedir".